Bana en cok ne koydu, biliyonuz mu?

Guzel baslayan gece, taksicinin acik tekel ararkenki sacmalamalariyla boka sarmaya baslamisti. Eve dondugumuzde, limon olmadigindan, portakallari sacmasapan dogradim tekilanin yanina. Nedense biralar bittikten sonra kimse tekilaya ilgi gostermedi. Bir shot ya yapilmistir ya yapilmamistir adam basi. Tekilanin biraz onaltinci sinif olmasinin da payi yok denemez bu ilgisizlikte. Portakallar tek basina yenile dururken, aramizdan japon konsolosu kardesimizi uykunun zalim kollarina teslim ettik. Ardindan herkesin bildigi istenmeyen olaylar vuku buldu.

Saat iyice gec olmustu ve yanyana oturuyorduk acik televizyonun karsisinda hic ses cikarmadan. Sonra televizyonu acik isteyip istemedigimi sorduktan sonra odasina gecti. Bana gececek oda kalmamisti. Koltukta takilacaktim. japon konsolosu’nun hunharca sizmis olmasindan cesaretle onun odasindan yastiklari caldim. Hem yatakta yatacak hem de bir de yastikla mi yatacakti? Yuh amina koyayim o kadar da degildi. Kendimi cok hakli hissederek iki yastigi kanapede ayarladim ve biraz nette takildiktan sonra bir iki saat kadar uyudum. Sabah erken cikmam gerekiyordu ve onlari son gorusum olacakti. japon konsolosu’nu uyandirdim. Onunla gorusecektik aslinda plana gore o yuzden tam vedalasmadik. Ardindan sneyl’in odasina girdim. “Amcoolu ben gidiyom.” dedim. Uyanikti, kafa salladi sadece. Baska bir sey demedi. Ben de demedim. Ciktim sonra evden.

Bir veda edemedik dogru duzgun. Iste bana en cok o koydu.

Yurt dışında Oy Kullanacakların Dikkatine!!!!!

Cumhurbaşkanlığı seçimi için yurt dışındaki yani domestic bölge harici vatandaşlarımızı, özellikle de Avustralya’daki vatandaşlarımızı sükunete davet ediyorum. Sükunet töreninde sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyacağımızı belirtir C1 verebileceğimi ima ederken sözlerimi burada sonlandırmasını bir borç bilirim. Borç demişken, özellikle de Avustralya’daki vatandaşlarımızı borçlarına sadık kalmaları konusunda uyarıyor, bundan sonraki hayatlarında başarılar diliyorum. Özellikle Avustralya’da yaşayan vatandaşlarımız kimin evine kiracı çıktığına çok dikkat etsinler. Eski ev sahiplerini tanısınlar, yenisini siktir etsinler. Özellikle Avustralya’da yaşayan vatandaşlarımızın public urination konusunda biraz daha duyarlı olmaları konusunda ısrarcılığımızı devam ettireceğimizi belirtiriz.

Saygılarımızla,

New South Wales Belediyesi.

Bilmece

Evet sevgili blog okurları. Yepyeni, taptaze bir yazıyla daha karşınızdayız. Bu yazımızda sizlere bir bilmece hazırladık. Bakalım bilebilecek misiniz. Evvvet, hiç vakit kaybetmeden bilmecemize geçiyoruz.

 

– Hassiktir naber?
– Hığııağığa
– Allah belanı versin!
– Siktir git lan buradan!
– Bu adam buradan gidecek!
– tmm chaw

sözlerinin sahibi, ünlü şahıs kimdir?

Fatsa’daki İz a.k.a. Bellekteki Mal

“Fatsa’daki Mal” yazısının iç yüzünü irdeleyeceğim. Fatsa da inceleyeceğim Fatmasa da. Fat masada, fat sandalyede. Dal ye de bak ben ne yapıyorum seni, hayvan!

Kalbiniz kadar temiz bu sayfayı ayırıp, beni dinlediğiniz için sizlere sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.

Kolay gelsin, iyi çalışmalar.

sneyl
Blog yazarı
www.sneyl.com
tel: +90 -45 = 45
fax: 45/5=9
karekök: 3

Fatsa’daki Mal

Bana dedemden kalmistir. Saka lan saka. Hasiktir naber?

Simdi size burada yuzyilin ask hikayesini anlatacagim. Buyuk asklar karadenizde baslar demisler ne de olsa atalarimiz. Senelerden ben diyeyim 1978 sen de circa 1979, develer tellal iken, pireler berber iken, Farfara’dan Sursure’den bir Keloglan gecmis buralardan. Bu kelin adi Tarkan’mis ama soyadi Tevetoglu degilmis. “Sarkan sarkan sarkan” derken zaman icinde evrilip Tarkan’a donmus adi. Kafasinda cocukluktan beri hic sac olmadigindan civardaki herkes ona “Keloglan, napiyon amina kodugum?” diye hal hatir sorarmis. O da hic uzulmez bir gun sac ektirecegi umuduyla; “Iyidir yarraaam, sizden naber?” diye cevap verirmis soranlara. Gel zaman git zaman Keloglan is bulmak umuduyla Elazig’dan Artvin’e gocmus ve orada bir madende is bulmus. Artvin’in suyundan midir, lahmacunundan midir bilinmez yolu bir de Fatsa’ya dusmus. “Lan buraya hava alani yapacaklardi dur bir bakayim amk.” demis icinden ve yola koyulmus. Yolda Hekimoglu’yla karsilasan Keloglan, Unye ve Fatsa’nin bir olmasina ragmen bas etmis ve Hekimoglu’nun can dostu, yetimlerin savunucu olmus. Hekimoglu o zaman biraz yasli oldugundan kendini saza turkuye verince, Keloglan’a bir gun muhabbet baginda demis ki “Benim kizi sana verelim.”. Bunu duyan Keloglan durur mu yapistirmis Nasreddin Hoca’yi. Nasreddin Hoca boyle bir anda yapistirilinca hoslanmamis tabii bu isten, “Ooo malbus varsa alirim bir dal.” diyerek ortami yumusatmaya calismissa da ugraslari nafile, ortam falan yatismamis. Buraya kadar okuyup da hala durumu olmayan varsa ona da bravo valla. Neyse gel zaman git zemen Hekimoglu’nun kizinin dillere destan guzelligi arsa yayilmis ve o zaman arsa deger belki basim diye agitlar yakan gercek askin savascisi Romeo, Fatsa’ya yola cikmis bu dunyalar guzeli afet-i devran’in goz yaslarini silmek icin. O sirada Hande Yener durur mu, yapistirmis cevabi. Hea iste sonra ne olmus derseniz, sonra Hekimoglu olum doseginde Keloglan’i kizi Kelile’yi evlendirmis. Kelile, Dimne’yle bir olup Keloglan’a tuzak kurmus ve babasinin servetinden Keloglan’i mahrum birakmayi amaclayan hain bir plan kurmus. Bu planin detaylarina burada girmek istemiyorum. Hea iste ondan sonra Keloglan bunu ogrenince “Sikerim tasini taragini!” diye atarlanip ceketini almis ve Elazig’a geri donmus. Bu sefer gencliginde “Napiyon amina kodugum?” sorusunu yonelten mahalle esrafi “Ne oldu senin kadin?” demeye baslamislar. Keloglan cok sinirlenmis ve icinden “Siktim oldu amina koyim.” demis. Siniri yatisinca Fatsa’daki mallarimin uzerine yatti diye anlatmaya baslamis Kelile’yi herkese. Olay bu yani.

Son not: Hikayedeki kufurlerden yola cikip yureginin derinliklerindeki psikoanalisti uyandiracaklarin da amina koyayim. Cok eril bir dil kullandigim icin kompleksim olabilir. Ok Bye!