ALOK IS IN INDIA

Napıyonuz lan fındık kurtları? Arada bi’ buraya da bakıyonuz mu? Ulan yazarlar bile burayı doğru dürüst okumazken benim bir ”stalker”ımın burayı okuduğunu biliyorum. Bir keresinde buradaki nickimi tespit edip bana olta atmıştı. Bu da böyle bi’ anımdı. Neyse, ben biraz kendimden bahsedeyim. ”Deyimler Sözlüğü” aldım yeni. Sevgili sneyl‘e de ”KPSS Eğitim Seti” aldım hediye olarak. Onu Ankara’ya getirmek için ne gerekiyorsa yapacağımı belirtmek istediğimi C1 verdim gitti. Her hafta farklı insanlarla El Paso’ya gitsem de onunla gittiğim günler gibi olmuyor. Kankama şu şiirimle seslenmek istiyorum:

 

Kimseyi görmedim ben senden daha güzel

Kimseyi tanımadım ben senden daha özel

Sevgili sneyl kardeşim japon konsolosu der ki

KPSS’den yüksek puan almak istiyorsan yapacaksın sözel

 

Denemecan kankamı da özlüyorum haftada üç kere falan. Ne zaman ”Net Piknik”in önünden geçsem veya gittiğim davetlerde papyonlu bir garson görsem gözlerim doluyor. ”İyi içerdi be rahmetli” diyorum içimden, kalbimin sızısını görmezden gelerek. Çok hüzünlendiğim günler ayakkabılarımı bağlarken uyuyakalıyor, kafam iyiyken bindiğim taksilerin plakalarını telefonuma kaydediyorum. Ama telefonumun arasından şoföre vermek için bir türlü para çıkaramıyorum.

Nbh_ denen tövbeestağfurullah’a gelince, sildim ben onu. Nickinde meymenet yok ki zaten, o alt çizgi ney ya! Kaç yaşında adamsın, yakışıyor mu hiç!

HATIRAM OLSUN

beytepe’ye
öyle yakışırdı ki kar
iptal olurdu sınavlar
buz tutardı ”kaya park”ın oralar
 
belki ”bam”ın oraya kartopu oynamaya çıkar diye
sevdiğimiz kızlar
çok götümüz donmuştur
ve çoğu zaman
bu kar mevzuu
kızlara yeterince ilginç gelmemiştir
 
hiçbir şey
kapalı bir ”naci” kadar
hüzünlü gelmez insana
beytepe’de
yoksa bugün edebiyatta
sabahlanmayacak mı duygusu çöker tüm ortama
 
kimse turntable çalmaz belki
belki bu ”party” hiçbir zaman
o kadar fiyakalı olmayacak ama
hiçbir penne arrabbiata da
o ”nacho”dakinin
tadını vermeyecek bir daha
çok daha iyilerini yedim sonra
bizzat italya’da hatta
ama hiçbirinde
o kadar mutlu oturmadım sofraya

BEN FAFAL DEĞİLİM

Dün kafalar biraz iyi olunca kahve falı baktırmaya karar verdim. Bilirsiniz içince böyle gariplikler yaparım hep. Polise şaka yapmış adamım sonuçta. Neyse ne. Sibel adında bir falcı baktı falıma. Keşke Orçun adında biri baksaydı. Öyle olsa ”naber lan orçuntelır?” der ve gecenin esprisine imza atardım.

Neyse ne lan. Önce garson kız kahve falının kahve ile birlikte 10 lira olduğunu söyledi, tamam dedik. Sonra indim alt kata fal için. Tipsiz bir Sibel karşıladı beni. Sibeeeeeeeel diye bağırdım ve elimdeki misketleri yere düşürdüm. Durun lan karıştı hikayeler. Oturur oturmaz sevgili Sibel, ”Fala 30 liraya bakıyorum, sorun olur mu?” dedi. ”Olur a.q. tabii” dedim ben de, ”bana 10 lira dediler.” Meğerse 10 liraya yüzeysel bakıyormuş. Sanki bana sürtünme yoluyla… Tövbe tövbeeee!

Neyse işte fala başladı. İlk cümlesi ”Ahmet’e çok güvenme” oldu. ”Lan nasıl konuşuyorsun sen ya, kankam o benim. Hem ‘sneyl’i de eve bırakmışlığı var” dedim ve suratının ortasına bir tane vurdum. Sonra ”Elif diye biri var. Çok kurnaz, dikkat et” dedi. Bunu duyar duymaz garsonu çağırıp red bull istedim. Tam o sırada KC aradı, ”naptınız o kızla?” diye sorunca telefonu kapattım.

Neyse konuya dönelim. (Bugün bir karar aldım. Her paragrafa neyse ile başlayacağım.) Sibel derin bir nefes aldıktan sonra ”Yurtdışı gözüküyor, yurtdışında yaşayacaksın.” deyince iyice sinirlendim. Çok biliyon demi manyak karı! Demichelis Deniz! Buna fal baktıranda kabahat. Sırf Kabahatler Kanunu’na muhalefet etmemek için sustum. Bana ”senin işletmeyle ne alakan var?” diye sordu. Lan sen soru sor diye mi para verdim ben. Burada soruları denemecan sorar. İşletmeyle bir alakam yok deyince bitirdiğim bölümü sordu, söyledim. Ne derse beğenirsiniz? ”Haa M harfinden o zaman” dedi yaa. Kan tepeme sıçradı. Oysa kadın bilmiş yani. Şimdi farkettim. İşletme benim bitirdiğim anabilim dalı anasını satayım. O kafayla çözemedim. Çok ayıp oldu kadına. Bugün gideyim de özür dileyeyim. Kollarımı açaydım da getme diyeydim. Bileydim, senin için ağlar mıydım, bileydim. Blade 2. Bıçağın İki Yüzü.

Neyse, biraz daha anlattı bu Sibel. Anlattığı bazı şeyleri hem burada söyleyemem hem de hatırlamıyorum ki tam olarak. Siz siz olun alkollü alkollü fal baktırmayın.

FERMAN

*Bugün herkes post girecek.

*Girmeyenler yazarlıktan atılacak.

*Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak.

*Bu fermanı okuyan herkes hemen fermanı imha edecek.

 

PS: Ferman da evlenmiş bu arada. Fergan Mirkelam ise Aysen Sabancı ile birlikteymiş. Duyanlar duymayanlara ANLATsın.

PS#2: Facebuğu naptın sneyl? Facebuğ Türkeş.

 

 

YAZIK GÜNAH

1 ayı aşkın süredir şuraya bir yazı bile eklenmemesi blog sahibinin mi yoksa biz değerli yazarların mı suçu bilemedim şimdi. Gereğinin yapılmasını arz ederim.

1860 Münihli İşadamları Derneği Basın Sözcüsü

Yrd. Doç. Dr. Japon Konsolosu

 

Kamuoyuna Duyuru

Kadrosunda kırmızı japon balığı ve bendeniz japon konsolosu gibi iki japonu barındıran bu güzide blogun Fifa Kadınlar Dünya Kupası’nda taraf olmaması ve şampiyon olan Japonya için bir kutlama mesajı yayınlamaması beni derinden etkilemiştir. İş bu nedenden ötürü bloga erişimimi 3 günlüğüne durduruyorum. Eğer 3 gün içerisinde sayın admin bu konuya bir açıklık getirmezse gerekeni yapacağımı sizlerin huzurunda açıklamaktan kıvanç tatlıtuğ.

Saygılarımla

JK

ohhhhş white russian


biraz önce kendimi aşırı şımarttım. usher’ı dinleyerek olmasa da ”tricky” dinleyip bizzat hazırladığım ”white russian”ımı yudumluyorum. içine bitter çikolata bile rendeledim lan. daha ne olsun a.d. geçenlerde de birkaç yakınıma mojito yapmıştım. barmen mi olsam lan yoksa?

sorunumun ne olduğunu buldum

dostum benim en büyük sorunum ne biliyo musun? kafamın kıçımdan büyük olması zannediyosan değil. sürekli geçmişle yaşamam ve geçmişle bağımı bir türlü koparmamam, daha doğrusu koparmak istememem başıma büyük işler açıyo. acıyla beslenen bi yapım olduğu için midir nedir hata yaptığımı bilmeme rağmen engellemiyorum bu huyumu. huyum kurusun. bye!