Biraz güncellemeler birikmiş. Onları yaptım. Tozunu aldım sitenin. Bembeyaz bir sayfa olmuş. Hoşuma gitti. Gitmediğini söylemek haksızlık olur. Onun dışında yazmayı özlediğimi farkettim. Böyle bir kelimeyi yazarken saçmalamak ve devamının ne olacağını bilmeden cümleyi tamamlamaya çalışmak. Spontane dediğimiz şey buradan geliyor. Spon zaten kelime olarak ünlü arkeolog Jacob Spon’un soyadından geliyor. Tane ise bildiğimiz tane. Şarkısı da var. Ama o dane. Neyse işte arkeolog Jacob Spon sürekli kendiliğinden kazı yaparmış izin almadan. Dolayısıyla spontane de oradan gelmiş günümüze. Sonra tabii Jacob Spon ölünce değeri anlaşılmış. İş işten geçtikten sonra ne anlarım ben değerden.
Enter’a basınca değişik bir şey oldu şu anda. Tabii yazıyı yayınlayınca bu değişik bir şeyin ne olduğunu belki de okurken göremeyeceğiz. Aaa resmen kendi kendine tablo haline getiriyor paragrafı. Manyak mıdır nedir? Ayrıca “justified” da yok. Böyle mallık olmaz.
Yeni tabloya geçtim. Neyse ya. Sıkıldım. Yazmayacağım. Zaten kimse de okumayacak. Sanki okursanız ne olacak! TIDAL indirdim işte bir aylık deneme sürümünü başlattım. Ama deneme sürümünde 360D dinleyemiyorum şarkıları. Onda bile fakir gibi düşük sürümünü deneme almışım. Hayır zaten bedava, alsana full + full aq. Pü Allah kahretmesin gene sinirlendim.
Sinirlendiğim için yeni tabloya geçtim.
Tmm chaw!
Hello sneyl, az önce aşırma mı yaptın? Okuyan olmaz mı senin yazılarını, ben okuyorum. Sen de benimkileri okuyorsun. Öyle karşılıklı okuşuyoruz. Sen burada halka açık hizmet yapıyorsun, benimkisi ise günlük. 😉 yasal mevzuları araştırırsın bir ara. Yazılarını merakla bekliyor, gözlerinden öpüyorum.
Aslinda spontane kelimesi tam oradan gelmiyor. 15. yuzyilin ortasinda Cenevre’de yasayan bir terzi var unlu bilirsiniz, Jean Jacques. Efendim tabii Jean’in yasi artik oldukca ilerlemis. Bir kulagi duymuyor, unutkanlik belirtileri baslamis. Agzinin suyu okuyor kontrol edemiyor sssp diye vakumluyor akan siviyi. Gel zaman git zaman Jean isleri kendi yapamaz olunca kizi Marie yardima geliyor. Burada aslinda bir parantez acip bain-marie’nin kokenini de anlatmak gerekiyor ama anlatmayacagim hodri meydan. Ben Mari’den gelir. Neyse. Efendim kizcagiz her gun babasina uc gun icinde teslim edilmesi gereken siparisleri hatirlatiyor. Fakat Jean kime ne dikileceginin kaydini tutmus olmasina ragmen ne kadar dikileceginin kaydini tutmamis. Marie de her defasinda ornegin “Albert Bey’e kac yelek dikilecekti?” gibi sorularla eski kayitlara adetleri eklemeye calisiyor. Soruyu duyan Jean durur mu yapistirmis cevabi “Sssp on tane”, “sssp on tane”. Hatta oyle ki Marie artik test etmek icin siparisi olmayan insanlarin bile isimlerini soyluyormus ve “Ssp on tane” yanitini aliyormus. Yazik yasli Jean da bu siparisleri gercek sanip dikip yolluyormus. Siparisleri olmayan musteriler habersiz kapilari calinip bu da ne diye sorunca teslimatlari da yapan Jean “Sssp on tane iste” diyormus. Boyle boyle halkin diline habersiz dogaclama korleme manalarina gelebilen spontane kelimesi yerlesmis.
Kaynakkar: Nisanyan sozluk, Cenevre’de yasayan Turkler Ansiklopedisi 15. Cilt.
hasiktir ordan yalancı
iyi iş çıkarmışsın denemecan